Erol hukuk bürosu

Faydalı Karar ve İçtihatlar

Dolandırıcılık Suçları

Dolandırıcılık Suçları

Yazar: Erol Hukuk Bürosu

Dolandırıcılık Suçları

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

         Somut olayda;

         Dul olan ve evlenmek isteyen katılanın bu sebeple  arkadaşı tarafından temyize konu olmayan sanık İ ile tanıştırıldığı, İ’in katılana 30 yaşlarında bir bayanın olduğunu ve bu bayanın kendisi ile evlenebileceğini söylediği bunun üzerine l'in sanığı arayarak otogara gelmesini istediği, otogara gelen sanığın katılana kendisini Ömer ismi ile tanıttığı ve katılanın temyize konu olmayan sanık A ile evlenmesi karşılığında 3000 TL para istediği,katılanın 2.500 TL para verebileceğini ve bu parayı Pazartesi günü verebileceğini söylemesi üzerine A, İ ve sanığın katılan ile birlikte Kozaklı İlçesine geldikleri,katılanın evinde kaldıkları, katılanın Pazartesi günü Kozaklı'da 2.500TL'yi İsmail ve sanığa verdiği, A'a herhangi bir para ödemediği ancak çeşitli giyim eşyaları aldığı,A'un katılanın evinde bir kaç gün kaldığı daha sonra sanığın yardımıyla katılanın evinden ayrıldığı, şeklinde gelişen eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

         Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, (15 CD.04.07.2012 12998-40660)

·          

         Sanıkların temyize konu olmayan Sefer vasıtasıyla tanıştıkları katılan ile irtibat kurdukları ve piyasa değerinin altında altın vereceklerini söyleyerek katılandan 6.000 TL aldıkları, ancak altın ve parayı iade etmeyerek ortadan kayboldukları, şeklinde gelişen eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.(15 CD.4.7.2012 15363-40707)

·          

          Dolandırıcılık suçlarında haksız yararın elde edildiği tarihin suç tarihi olduğu gözetilerek, somut olayda, sanığın Türk Telekom’dan sahte belge ile aldığı 02622236405 telefon hattının konuşma dökümlerinin, bu konuşmalara ilişkin en son fatura tarihlerinin, belirlenip kuşkuya yer vermeyecek şekilde suç tarihi saptanarak, sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken bu durum gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması, (15 CD.04.07.2012 8777-40705)

 

         Somut olayda; sanığın asker arkadaşı olan Barış'a telefon açarak  gömü altını bulduğunu, bu altınların satılmas�� hususunda kendisine yardımcı olmasını istediği, Barış'ın da babası olan katılan ile görüşüp olayı anlattığı, sanığın önce katılana numune olarak 2 adet altın verdiği, katılanın söz konusu altınları kuyumcuya gösterdiğinde altınların gerçek olduğunu anlaması üzerine, Turgutlu ilçesinde sanık ile bir araya geldikleri, sanığın kimliği belirlenemeyen bir şahsı  katılana dayısı olarak tanıttığı, sanığın ve dayı olarak tanıtılan kişinin  yanlarında getirdikleri çantayı göstererek içinde altın olduğunu söyledikleri ve içinde sahte altınlar bulunan çantayı katılana verdikleri, katılanın da temin ettiği 40.000 TL parayı sanığa verdiği, akabinde sanığın ve yanındaki şahsın katılanın yanından ayrıldığı, daha sonra katılanın çantayı açtığında altınların sahte olduğunu anladığı,  şeklinde gelişen eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. (15.CD.04.07.2012 15372-40658)

 

         Somut olayda; 13.9.2005 tarihinde sanık Songül’ün kızı Betül’ün rahatsızlanması üzerine sanık Orhan’ın oğlu Furkan’a ait sağlık karnesiyle tedavi ettirmek istediği, cinsiyet farkı nedeniyle eylemin fark edilmesiyle tedavinin tamamlanamadığı, Betül’ün rahatsızlığının acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle sağlık sigortası kapsamında olmasa dahi müdahale ve tedavisinin yapılmasının zorunlu olması nedeniyle başkasına ait sağlık karnesinin kullanılmasının tıbbi müdahale ve tedaviye etkisinin bulunmadığı, muayene ve tedaviden sonra ücretin tahsil edileceği, müdahale ve tedavi sırasında incelenen sağlık karnesinde adı yazılı Furkan’ın cinsiyetinin erkek olması, tedavi edilenin ise kız olması nedeniyle farkın hemen anlaşıldığı, karnenin kullanılmasında ki amacın tedavi giderini ödememek olması nedeniyle kullanılan hilede aldatma yeteneğinin bulunmadığı, bu nedenle suçun unsurlarının oluşmadığı, sanık Orhan’ın da suça katıldığına dair iddia dışında mahkumiyet için yeterli, kuşkudan uzak kanıt bulunmadığı gerekçeleriyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır. (15CD.04.07.2012 15355-40583)

 

         Somut olayda; baba-oğul olan sanıklar Ali ile Tarkan'ın kimliği tespit edilemeyen üçüncü bir şahsa Ankara' da mahalle muhtarı olan mağdurları telefon ile aratarak Isparta Cezaevinden aradıklarını, hapishanede halı üzerine isim yazdıklarını, mahkûmlara yardım amaçlı olarak böyle bir faaliyette bulunduklarını söyleterek sipariş aldıkları, halıları taksicilik yapan Çetin ile Ahmet aracılığı ile mağdurlara teslim ederek halı bedellerini aldıkları, toplanan paraların sanık Tarkan' a gönderildiği, bu şekilde mağdurlar Hükmü ve Mehmet' den 80'er TL aldıkları, diğer mağdurlar Özgür, Ali ve Raşit'in ise ödemede bulunmadığı ve halıları almadıkları, olayın tümüyle hukuki ilişki kapsamında olduğu ve dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,(15 CD. 03.07.2012 15128-40527)

·          

         Somut olayda; sanığın katılana Çankaya Belediyesi‘ne bağlı Yenişehir Pazarı'nda 2 adet pazar standı tahsis ettirebileceğini söyleyerek, nüfus cüzdan örneği ve 6.300 TL   parayı aldığı, bir süre sonra sahte olarak düzenlediği ve iğfal kabiliyeti taşıyan Çankaya Belediye Başkanlığı‘nca düzenlenmiş gibi hazırlanan  ve  Yenişehir Pazarı A Blok  7 ve 8 nolu standların  tahsisi yapılmış gibi gösteren 1 Temmuz 2005 tarih ve 138/569 sayı numaralı belgeyi sahte olarak  düzenlediği, ayrıca  sanki  Yenişehir Pazarı 7 ve 8 nolu  standlar Ali ve  Sekü isimli şahıslara  kiralanmış gibi gösteren sahte kira sözleşmesini  düzenlediği ve bu belgeleri katılana vererek kira sözleşmesindeki kiralayan kısmını  katılana imzalattığı, tahsis edilen  7 ve 8 nolu standlar için  her biri 500 TL‘den olmak üzere  toplam 1.000 YTL‘yi kira bedeli adı altında katılana verdiği, sonraki aylarda kira bedeli banka hesabına yatırılmayınca katılanın şüphelenip  pazar yerinde ve Çankaya Belediyesi‘nde durumu araştırdığında, böyle bir tahsis işleminin  ve pazar yerinin kiraya verilmesi olayının mevcut olmadığını anladığı şeklinde gerçekleşen eylemin dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. (15CD.03.07.2012 19221-40511)

        

         Somut olayda;  sanığın Yazıpınar Köyü Yeniyer mevkiinde bulunan 495 parselin maliki olduğu, bu parselin yüzölçümünün 1.238 m2 olduğu, sanığın söz konusu taşınmaza ait tapu belgesi üzerinde yüzölçümü kısmına “3”rakamı ilavesi suretiyle yüzölçümünü 31.238 m2 olarak yaptığı, bu şekilde 25/09/2002 tarihinde tapu belgesi onaylı suretini Tapu Sicil Müdürlüğünden aldığı, yine çiftçi belgesi, çiftçi kayıt formu ve başvuru dilekçesini de  sahte olan bu miktar üzerinden düzenleyerek 25/09/2002 tarihide DGD ödemesinden yararlanmak için Yozgat Tarım İl Müdürlüğüne müracaat ettiği, sanığın aynı taşınmaza ait 2003, 2004 ve 2005 yıllarında DGD talebinde bulunduğu, en son 2005 yılında 5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra 01/8/2005 tarihinde müracaat ettiği, 2005 yılında Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin 495 parsele ait tapu kaydını Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtip kontrol ettiklerinde sanığın yapmış olduğu sahteciliğin ortaya çıktığı eylemde dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetszilik görülmemiştir.

         Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Ancak;

         1-Kamu görevlileri olan Yazıpınarı Köyü Muhtarları H, E, Y, ve Yozgat Ziraat Odası Başkanlığı yapan İ hakkında aynı konuyla ilgili olarak Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/2890 hazırlık numarası üzerinden yürütülen soruşturma akıbetinin araştırılarak haklarında dava açılıp açılmadığının saptanması, dava açılmış ve sonuçlanmamış ise, aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı gözetilerek bu dosya ile birleştirilmesi, sonuçlanmış ise dosya örneğinin getirtilerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

         2-Kabule göre de;

         Sanığın sahte belgeler ile başvurup 2002, 2003, 2004 yıllarında DGD ödemesi alması ve 2005 yılında DGD ödemesi almaya teşebbüs etmesi şeklindeki eyleminin her yıl için ayrı ayrı suç oluştuğu oluştuğu gözetilmeden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle ceza tayin edildiği, bu kapsamda;  Sanığa belirtilen yıllar için hangi tarihlerde ödeme yapıldığı belirlenerek her yıl için suç tarihinin ve her yıl için yapılan ödeme miktarının kesin olarak tespit edilmesi, 01/06/2005 tarihinden önce işlenen suçlar açısından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5252 sayılı yasanın 9/3 maddeleri kapsamında suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ile önceki ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasanın bütün hükümlerinin olaya uygulanarak lehe yasanın tespit edilmesi, zamanaşımı süresi dolan yıllar için sanığın lehine olan ve eylemine uyan 765 sayılı TCK'nın 504/7 maddesi ve aynı yasanın 102/4, 104/2 maddeleri ile 5271 sayılı CMK’ un 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı hususunun değerlendirilmesi; 01/06/2005 tarihinden sonra işlenen suç açısından, 2005 yılı için DGD ödeme miktarı da gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-e, 35. maddesi kapsamında sadece belirtilen yıl için sanık hakkında hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, (15 CD.03.07.2012 15318-40467)

Share This Artcle :